Önce “Gezi Parkı Olayları”, ardından da Manisa-Soma’da zeytin ağaçlarını kurtarmak uğruna Termik Santral İnşaatında görevli özel güvenlikçilerden dayak yemeyi göze alan köylüler…
Birilerine göre “ağaçların siyasete alet edilmesi”
Ama gerçekte “vatandaşın yeşile olan açlığı, hasreti, özlemi…”
Ağacı, yeşili o kadar çok sever ki Türk insanı,
Bir söğüt gölgesi gördü mü yol kenarında, onun altında oturup yer içer…
Yolcuysa bile…
Kavak dibinde, onun gölgesinde, esintisinin serinliğinde şöyle bir saat kestirir…
Bağıyla bahçesiyle uğraşırken…
Oysa bugün???
Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, geride kalan 11 cumhurbaşkanının da konut ve resmî çalışma alanı olarak kullandığı, yeşillikler içindeki Çankaya Köşkü bir kenara bırakılıp, yine Mustafa Kemal Atatürk’ün gayretleriyle, başkent Ankara’nın akciğerleri niteliğinde oluşturulan Atatürk Orman Çiftliğinin en hâkim noktasına Cumhurbaşkanlığı Sarayı, namı diğer “Ak Saray” inşa edildi.
Saray ki hem de ne saray…
Maliyeti: 1 milyar 370 milyon TL…
Büyüklüğü: 270 bin metrekare…
İnşaat sırasında yok edilen ağaç: (Resmî açıklama) 10 bin…
***
“CHP Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu`nun AOÇ arazilerinin kullanımına ilişkin olarak soru önergesi Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ tarafından 25 Nisan 2013 günü cevaplandı. Karaahmetoğlu kaç ağaç kesildiğini sordu, cevap olarak “10 bin ağaç söküldü” denildi.
Soru: Başbakanlık Hizmet Binası inşaatı, Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi ve diğer yenileme çalışmaları şeklinde bahsedilen faaliyetler Atatürk Orman Çiftliği`nin kuruluş amacına sizce uygun mudur? Başkentin akciğeri vazifesini gören Atatürk Orman çiftliğinden bu faaliyetler sırasında kaç ağaç kesilmiştir?
Cevap: Atatürk Orman Çiftliği arazisinde söz konusu faaliyetlerle ilgili ağaç kesimi yapılmamış olup, 5524 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında yapılan yol çalışmaları nedeniyle yaklaşık 10 bin adet ağaç sökülerek muhtelif kurumlara nakledilmiştir.”
…
Fakat ne garip ki bugüne kadar o ağaçların nerelere taşındığına dair en ufak bir iz yok!
***
Gelelim Kırıkkale’ye…
Geçtiğimiz hafta sessiz sedasız Endüstri Meslek Lisesinin (yeni adıyla Kırıkkale Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi) alt bahçesinde bulunan yarım asırlık ağaçlar, hızarların ürkütücü sesleri eşliğinde katliama uğradı.
Hepsi de canlı, kanlı ve sağlıklı haldeyken!..
Peki, sebep ne biliyor musunuz?
Yeni inşa edilen Nur Camii’nin önündeki yolu genişletmek için!
Yani İslam’ın gereği olan “mabet” inşaatı için İslam’ın her fırsatta korunmasını emrettiği “yeşil” katledildi!
Bu nasıl bir mantık?..
***
Geçtiğimiz yıllarda karşı çıktığımız ama bir türlü sözümüzün dinlenmediği Valilik Binasının yeri farklı bir yer olamaz mıydı?
O güzelim Valilik Binası, onca ağaç katledilmeden, o güzelim park yok edilmeden, şehrin başka bir yerine, özellikle de şehrin doğusundaki daha düz ve daha boş arazilere inşa edilemez miydi?
***
Ve şimdi de Adalet Sarayı Binası gündemde…
Kırıkkale Lisesi karşısındaki MKE’ye ait lojmanların olduğu bölgeye inşa edilmesi planlanan Adalet Sarayı Binası, şehir tıkış tıkış edilerek bu bölgeye inşa edilmek yerine, şehri yaymak, açmak amacıyla daha farklı bir yere (yine şehrin doğusuna) inşa edilemez mi?
Hem hâlihazırdaki Adliye Binası Kırıkkale’ye yetmiyor mu?
Yoksa iktidar partisi, ülkenin geri kalanını da dava etmeyi düşünüyor, buna hazırlık mı yapıyor?
Ya da iktidardan düştükten sonra kendilerini dava edecek insanların perişan olmamaları için şimdiden hazırlık mı yapıyorlar?
Haa… bir de nedir bu “saray” merakı, onu bir türlü çözemedik!
Cumhurbaşkanlığı Sarayı…
Adalet Sarayı…
Sırada ne var?